Taraf Olmak Üzerine

memleketin her yeri genel bir meczupluk halinde.. Van'ın İstanbul'dan farkı yok.. insanların algılayışı, yaşayışı tektipleşti.. sanırım o yüzden düşmanlık, saçmalık, bölücülük ve delilik böylesine kolay yayılıyor.. algılar benzer olduğundan dolayı burda oynadıkları oyun aynıyla Artvin'de, Hakkari'de de çalışmaya başlıyor.. eskiden memleketin şansı, basiret gözü körelmemiş, cahil de olsa aptal olmayan büyüklerin olmasıymış.. aile büyükleri engellemeye çalışırlarmış böyle saçmalıkları.. ve onların bu çabaları belki bu hareketi durduramasa da yumuşatır, merhamet ve akıl noktalarını uyanık tutarlarmış gençlerin, aklı karışıkların.. yapmayın evladım kardeşsiniz siz.. ne komünisti, ne alevisi, ne sünnisi..? hangi ülkü..? hangi Allah..? kürt kim evladım..? çerkez kim..? kafanı çalıştır benim salak oğlum diyecek ana, baba, ağabey, amca, dayı, dede, babanneler vardı bazı ailelerde.. ama onlar yok oldular.. o büyükler dahi kışkırtan, hatta yaşına girmemiş bebesini eline alıp mitinge, eyleme götüren adamlar oldular.. toplum tepeden dibe doğru ilerleyen bir çöküşte.. ve sanırım kurtuluşu mümkünsüz.. yerel, ufak, sınırlı düzelmeler olacaktır.. bu kesin.. yok desem de akıl tamamen yitirilmedi.. fakat genel deliliği dizginlemek pek de mümkün gözükmüyor.. belki kuvvet yoluyla önüne geçilebilir.. ama o bir çözümden ziyade bastırmadır daha çok.. belki anlık işe yarayabilir sınırlı alanlardaki ayaklanmalar için.. ama genel meczupluğun tedavisi için en az 3 kuşak huzur ortamı sağlanmalıdır.. ve işin ironik yanı bunu sağlayacak olanlar da aynı toplumun bireyleri olduğundan yapılan iş sadece baskıcı bir düzen kurmak olacaktır yaraları sarmaktan öte.. yeni bir bakış açısı, yeni bir akıl ve anlayış gerekmektedir.. yeni bir soluk.. yeni sözler.. aynı adamlardan farklı tedbir beklememeli kimse.. devrimlerden de yarar gelmez bu global dünyada.. hele ki anadolu-mezopotamya-kafkaslar-balkanlar gibi bir ateş çemberinde.. herkesin gözü bu topraklarda iken..

kanaatim kimseden bir yardım gelmeyeceğinden emin olarak, herkesin kendi devrimini yapması yönündedir.. akıl ve basiret gerekmektedir.. unutulmaması gereken yegâne şey, bu mücadelede kazanan kaybeden olmayacağıdır.. kürt, arap, türk, sağcı, solcu kazanamaz bu oyunu.. biri kaybeder ise hepsi kaybeder.. bunların içinden hiç bir kazanan olamayacağından, kazanan esas güç sahipleri, deveyi hamudu ile uçurur.. biz salaklara da avucu tuz ile tatlandırmak kalır.. "bu oyuna gelmeyelim" klişelererini geçiniz.. iş bitmiş, zaten oyunun içindeyiz.. bu oyundan nasıl kurtuluruz onu düşünelim.. çocuklar öldü gitti.. binlercesi.. otuz senedir orada savaş var.. bizzat içindeydim o savaşın.. ve içinde olanların dışında kimsenin de pek umrunda değil aslında.. o feci saldırı olmazdan evvel haftada 3-4 şehit veriyorduk.. hemde bir hafta öncesinde 2 şehidimiz vardı.. ve şimdi vatanperver kesilmiş orospuçocuğu gazetelerin iç sayfalarında, kenarda köşede vermişlerdi bu haberi.. 12 evlat birden ölünce hepsi leş kargaları gibi çığırışıp üşüştüler.. amaç karışan ortamdan bir pay alma çabası.. evladını yitirenlerin dışındaki tüm canhıraş yaygaralar da bu çabanın bir ürünü.. durumdan kâr çıkarmak için çabalıyorlar.. elde edecekleri nemanın hayaliyle ağızlarında salyalar akıyor bağırdıklarında yada riyakarca sabır, sebat teklif ettiklerinde.. o yaygaracılardan biri bile otobüse binip oraya gitmeyi, bir yarayı sarmayı düşünmez.. it sürüsü gibi çemkirir sonra kuyruğunu kıstırır uzaktan parmak sallarlar.. "gidin de o vatan evlatları gibi çarpışın o vakit" demez kimse onlara.. peşlerinden akın akın galeyan mitinglerinde alırlar soluğu..

akıllı olun.. basiretli olun.. merhametli olun.. güçlü olun.. önceliklerinizi belirleyin.. sahnedeki bu aşağılık komedyayı (ocağına ateş düşen evlerin tragedyası) farkedin.. biz sokaklarda oncu buncu diye birbirimizi yiyenler ve politika siyaset sahnesi aktörlerinin hiçbiri namlunun ucunda değil.. bu acı gerçeği asla unutmayın ve kavgalarınızın kimi öldürdüğünü daima hatırlayın.. vesselam..





23 Ekim 2007