Selim

bir gazi levend..


(fon müziği için tıklayın)

Ali Kerim Reis isminde bir Türk korsanının oğludur..

meşhur İnebahtı hezimetinden önce toplanan donanmaya katılmayı reddeden bir korsanıdır Ali Kerim.. ticaret filolarının yelken bastığı zamanı ve dolayısıyla yüklü ganimetleri kaçırmak istememişti .. ne yazık ki bu kutlu seferden geri durması onu diğer Reislerin gözünden düşürmüştü.. aç gözlü ve doymak bilmez tamahkar herifin tekiydi..

Selim bir süre babasıyla küffar gemilerini yağma seferlerine gidip geldiyse de İnebahtı yenilgisi öncesinde, babasının tüm itirazları ve tehditlerine rağmen levend ocağına yazılmış ve babasıyla bağlarını koparmıştı.. o sıralar henüz 17 yaşında toy bir delikanlı idi..

birkaç ay sonra, Devlet-i Âli Osman'ın heybetli donanması ile Kıbrıs'a doğru yola çıkmıştı.. donanma içindeki yüzlerce levendden biriydi..

neticede şanlı bir zaferle Kıbrıs alınmış fakat dönüş yolunda donanmamız haçlı donanmasıyla karşılaşmıştı.. korkunç bir bozgundu bu.. tüm gemilerimiz yakılmış, donanmamız yok edilmişti.. yüzlerce levend şehit düşmüş bir o kadarı da esir alınmıştı.. Selim de o esirler arasındaydı..

...

9 yıllık mahkumiyetin ardından Cenova'da esir tutulduğu o karanlık zindandan kaçmayı başaran Selim, bir ticaret gemisiyle gizlice Osmanlı topraklarına döndü.. pek çok badireden sonra İstanbu'a ulaşıp babasının ve tüm tayfasının, muhalif reisler ve onlara yardımcı olan Bostancıbaşılar tarafından İnebahtı yenilgisinin hemen akabinde öldürüldüğünü öğrendi.. babasının tek kat ambarlı firkatesini virane bir şekilde Kasımpaşa kıyısına bağlı ve çürümüş halde buldu.. alt arka ambarından su alan gemi, yarısı suya gömülü bir halde kıyıda karaya oturmuştu..

şimdi Selim o harap firkatede yatıp kalkar.. vücudu yıllar süren esaretten sakat düşmüş, gücünü kaybetmiş.. bir de üstüne zindanın neminden soğuğundan yadigar mütemadî bir öksürük kalmış..

bazen Kasımpaşa'nın batakhanelerinde görürler onu.. külhanlarda, meyhanelerde, kerhanelerde sürter.. varlık amacını yitirmiş, çürümüş bir adam olsa da kimseye zararı yoktur Selim'in.. bir karıncayı bile incitemez.. eğri palasını esir düştüğü günden beri eline almamıştır.. ölümün soğuk tadını bildiğinden, ses etmez, itten kopuktan dayak yer..

zaten savunacağı hiçbir şey de kalmamıştır hayatta.. her gece içtiği zıkkımı saymazsak kendine de bir zararı yoktur.. kayıp bir hayalet gibi dolaşır galata'nın izbe sokaklarında..

ondan geriye kalan tek gülümseyiş, bu karanlık yaşamındaki tek tatlı sada, rahmetli annesinin çocukken ona öğrettiği kanunun tellerindedir artık.. virane teknenin su kesiminin üstünde kalan ambarlarından; bilinen hiçbir makama, usule, tertibe uymayan ama dinleyenin yüreğini parça parça eden kanun nağmeleri yayılır her gece istanbul'un yıldızsız semalarına..


02.04.2009
İstanbul / Koşuyolu