Öteki

görülecek şeyleri tahmin etmek güç değil.. bahis konusu nefreti çoğaltın.. biz ve ötekiler arasındaki uçurumu derinleştirin.. o durumda çok daha net görürsünüz..

bundan daha kötüsü nedir diye sormayın.. çünkü beterin beteri var hep.. ve neyazık ki içinde bulunduğumuz beteri arayacağımız bir mecraya doğru sürükleniyoruz..

beyefendi, oraya koyduğu fotoğraftaki genç kızı fişleyip notunu vermiş zaten.. gidip konuşmayı denememiş bile.. zatem üslup değişmezdir bu stratejide.. oturup konuşmak, nedenleri muhatapları ile tartışmak değildir yöntem..

yöntem;

-"bu" demektir..
-"işte bu tüm çektiğiniz sıkıntıların kaynağı"
-"siz sıkıntı çekmiyormusunuz ey ümmetim..?"
-...(??) (çekiyorlar elbet.. bu anlamsız soruya, anlamsız bakışlarla karşılık verilir topluluk tarafından)
-"işte bu..! dertlerin ülkemizin sıkıntılarının sebebi bu..! taşlayın onu ve kurtulun sıkıntılardan..!"

kimse oturalım konuşalım, neymiş bunların olayı diye sormaz.. tabii bu kaotik ortam son bulmaz bu şartlar altında.. birileri taşlar birilerini.. diğerlerini güdenler de öbürlerini "öteki" sınıfında taşlatır..

"çözüm bu..!" diyenler ise çözümsüzlüğün nemasından nemalanır.. nemalar çeşitlidir.. muhayyilenizin kuvvetince çoktur..

fişlemek, "işte bu" demek ne kadar cahilce.. insan gibi karmaşık bir organizmanın tek tip değer yargısı ile değerlendirilmesi, düşmanı için bile sakıncalıdır..

ve bu saçmalık umarım bir gün tarafımca anlaşılır..

aklıma badlik amiri'nin son kelimelerini getirdi bu durum..

"eğer bir yanlış yapacaksan, bari onu doğru yap..!"


05 Aralık 2007