Deli

sempatiden ziyade empati ile yaklaşmak lazım delilere.. çünkü emin olun ne yaptıklarını bilmez halde falan değiller.. onlar sizin gördüğünüz algıladığınız dünyaya ait değiller.. hiç olmadılar.. ve biz, kendimizden farklı olan bu ademleri "deli" yaftası ile tımarhanelere kapattık, taşladık, aşağıladık, toplumdan sürgün ettik vesaire.. tek suçları bizim gördüğümüzü görmemeleri, duyduğumuzu duymamaları idi.. söylediklerimizi anlamadıklarından dert yandık.. ama onları hiç anlamayan biziz aslında.. onları hasta ilan edip, hastalıklarına deva tıp bilimi ürettik.. sinir hastalıkları.. çünkü bizim gibi olmayan hasta olabilirdi ancak.....


onların gerçekleri farklı.. yaşadıkları ortam bambaşka.. deliliğin sınırlarında gezinen ve çoğu zaman sıcak takiple sınır ötesi harekat ile içerilerinde dolaşan anlar bunu.. o kırmızı çizgi çok mühim.. ama "amman dikkat et kayışı koparırsın sonra" lafızlarına itimat etmeyin.. bu gerçeklikten çıkıp başka bir gerçekliğe giriyorsunuz.. olan bu.. gerçek nedir ki..? beynin yarattığı sinyallerden ibaret değil mi..? neyin var neyin yok olduğunu söylemeye muktedir değil kimse.. o yüzden cama dokunduğunda orada cam görmüyor muhtemelen o.. orada belki annesini izlemekte.. belki kardeşine uzanıyor elleri.. yada hiç tanımadığı ve sizin göremediğiniz bir yolcu ile hasbıhal etmekte.. sizin anlamadığınız ve asla anlayamayacağınız bir lisan ile..

delilere iyi davranınız.. çünkü ola ki asıl akıllılar onlardır ve biz mecnunlara, gariplere yol göstermeleri umulur..


17 Ekim 2007