Büyümek

masadaki yeşil, yıpranmış, küçük, bez, sovyet yapısı, çıtçıtlı çantaya bakarak gülümsedi genç kadın:
-"benim de vardı o çantalardan"
-"şimdi niye yok ?" diye sordu çantanın sahibi olan adam.
-"büyüdüm artık" dedi kendinden emin, ama sorudan da huzursuz olmuş bir tavırla..
-"büyüdün ha" dedi gülümseyerek ve önüne döndü adam..

sonra düşündü kendi kendine;
"büyümek" nasıl tanımlanabilirdi acaba..? bazı alışkanlıklardan geçince mi büyüyordu insan..? yoksa büyüyünce mi bazı alışkanlıklar geçiyordu kendiliğinden..? yoksa bazı alışkanlıklar asla geçmiyor da insan mı geçip gidiyordu alışkanlıklar arasından..?

bilemedi.. ama bu düşünceleri zihninden hızla uzaklaştırıp 70lerin hippi tarzına övgüler düzerek bunun lise-üniversite özentisinden farklı olduğunu hatırlattı kendine..
tabii ya tarz tarzdır..

........

ama..

sonra arkadaşları geldi aklına.. biri mühendis, biri bankacı, biri memur..... şimdi hiçbiri eskisi gibi görünmüyordu.. ama hepsi eskiden aynı görünüyordu..

korktu birden..

yoksa büyümemiş miydi cidden..? bütün arkadaşları yıllar içinde "normal" e dönmüş, o ise otuzundan sonra saç uzatmaya başlamıştı.. hala lisede giydiği pantolonları giyiyor, boyası yıpranmış botlar ayağında.. paspallığı sorun olmasın diye inşaatlarda çalışıyor....

yoo.. yoo.. yoksa..


26 Nisan 2013
Koşuyolu