silahlı kuvvetler, polis ve aslında genel olarak tüm devlet kadrolarındaki hızlı değişim ve cemaat yayılımı üzerine düşünüyordum yine bu sabah.. nereden beslendikleri, nasıl ele geçirdikleri ile alakalı..
neden engellenmesi gerektiği, nasıl engellenebileceği, yerine ne konacağı ile dolu zihnim epeydir..
halihazırdaki üniversitelere öğrenci hazırlama ve seçme sisteminin bu konudaki en temel taşlardan biri olduğunu farkettim..
Unutmamak için not olarak eklemem lazım bunu..
neden değişmiyor bu sistem yıllardır..? herkes, tüm çocuklar ve ebeveynler ve psikologlar ve sosyologlar bu sistemin yanlışlığından, kısırlığından, kötülüğünden dem vururken ve elle tututlur hiçbir müspet yanı yokken niye değişmiyor bu sistem..?
gencecik insanların geleceğini (dolayısı ile ülkemin geleceğini) planlamaktan aciz, insanların yeteneklerine ve yatkınlıklarına bakmaksızın, istikballerini 3 saatlik bir sınava sıkıştırmak olacak iş mi..?
okulda öğrendiği, eğitildiği ve yönlendirildiği kadarıyla hiçbir şekilde başarı sağlayamıyor bu sistemde gençler.. öyle bir sınav metodu üretilip dayatılıyor ki sadece o sınav metoduna uygun başka türlü bir sistemle hazırlanmak zorundasınız.. üniversiteye gitmek istiyorsanız o kapıdan geçeceksiniz.. size başka bir alternatif bırakmıyorlar..
o kapının da adı "üniversiteye hazırlık"
bunun için özel hazırlanmış dersanelere-kurslara gideceksiniz.. dikkat edilsin, hiçbir yeni bilgi veya öğreti veremeyecek, mevcutları pekiştirmeyecek, sizi geliştiremeyecek, sadece sınav denen o engeli aşmanıza yardımcı olacak bu kurslar ve dersaneler..
bu sistemin içinde dönen para ve buradan sağlanan rant başka bir maceranın konusu.. şu an beni ilgilendiren kısmı bu sistemin devleti ele geçirmenin en önemli kilometre taşı olması..
eğer belli bir siyasi görüşe sahip ebeveynleri varsa bu gençlerin, çocuklarını da o görüşe yatkın görünen dersanelere gönderiyorlar.. bu ne yazık ki ülkemin tuhaf bir gerçeği.. siyaset, takım tutar gibi hayatımızın içinde.. aklı mantığı bir kenara bırakarak takım tutuyoruz.. evlatlarımız da bizim takımı desteklesin istiyoruz..
bunu da koyalım bir kenara..
peki ya sıradan insanlar.. ekmeğinin, geleceğinin derdinde olan pırıl pırıl milyonlar..?
bu kardeşlerimin çoğunun ailesinin dersaneye verecek parası yok.. biraz hırslı olanları çok çalışıp biraz da şansla burs alabiliyorlar dersanelerden.. ama ya diğerleri..? yani en başarılı olanın altındaki, ortalamanın üstü gençler..?
işte hedef kitle.. bu gençler bulunup "abi" ve "abla"lar tarafından yediriliyor, içiriliyor, giydiriliyor ve eğitiliyor.. çoğunlukla büyük bir ideolojik deklarasyon olmadan.. tamamiyle bir minnet ilişkisi kuruluyor.. bu "abi"ve "abla"lar da bu gençleri hem maddi olarak destekliyor hem de sınavlara hazırlıyorlar.. bu gençler savcı, bürokrat, subay, vali, polis, müdür, memur olup hayatımızın her alanına girdikten sonra hiçbir zaman kopmadıkları ve minnet duydukları bu topluluğa vefa borçlarını ödüyorlar.. onların ricalarını asla kırmıyorlar.. ortada bir ihanet, bir vatan hainliği yok.. o yüzden vicdanlar rahat..
çok ince hesaplarla sızıyorlar içimize.. ve bu tuzağın temel pusu noktası da işte bu "üniversitelere hazırlık" denen düzen..
ne yazık ki bu ülkede taraf olanlar, sadece tarafgirlik yaptıkları için, aklı, mantığı, vicdanı, irfanı bir kenara koyup solcu, cemaatçi, faşist, ateist diye yaftalamakla uğraşıyorlar.. birbirlerini yiyorlar ve bir debdebedir gidiyor..
ve bu toz duman altında gerçek hep saklı kalıyor..
saman altından su usul usul yürüyor..
-----------
mevcut sınav sistemine bir alternatif bulmak şart görünüyor.. her türlü cenahın kadrolaşmasına, her türlü gizli amaç ve tehlikelere kapı açan ciddi bir gediktir bu sistem.. en büyük ve güçlü potansiyelimiz olan bu ülke gençliğinin, tam da geleceği hakkında en önemli adımı attığı anda harekete geçen bir tuzağı barındırmakta..
ve ne yazık ki bu sistem, söz edilen tuzağı örtmek için planlı bir şekilde korunmaktadır..
29 Nisan 2011