bir koku..
keskin ter ve sidik kokan don kumaşının kokusu idi ilk farkettiği..
kuzeyden geliyordu rüzgar..
demek avcı da o yönde idi..
adeleleri huzursuzca titredi kalbinden pompalanan yoğun adrenalinin coşkusu ile..
ailesi geldi aklına..
sonra kaçmak daha mantıklı geldi ki, avcı, yuvasının yolu üzerinde idi muhtemelen..
aksi istikamete koşmaya başladı..
bir an durdu ve geriye baktı..
gece karanlığında çok iyi seçemese de etraf sakin görünüyordu..
baykuş ötüyor, çalılar birbirine sürtüyor, gece böcekleri cırcırcır..
gecede bir tuhaflık yoktu..
yanılmış mıydı..?
koku çok keskindi..
yanılmış olma ihtimali de yok değildi ama..
neyse..
karnını doyurmalıydı.. etrafa bakındı..
az ötede ısırganların altında parlayan yaprakları farketti ve neşeyle o yana koşturdu..
ışık..
yapraklar bu kadar parlarmıydı gece..?
bilemedi..
ama koku yoktu..
yemeye devam..
alacalı parlaklık bir gelip bir gidiyordu..
yaprakların dibini eşeledi..
çıkan sert kökü kemirmeye başladı sonra..
ağzına burnuna toprak girmişti..
durdu ve bir an havayı kokladı..
bir terslik olmalı..
keskin kulakları bir ses duymuştu ama..
koku yoktu..
ışık..
gittikçe fazla parlıyordu kemirdiği turbun yaprakları..
bir an.. sadece bir an turptan başka bir "şey" çekti dikkatini..
ama hiç bir şey yapamadı..
o anlık farkediş bir görüntü müydü..?
anlayamadı..
şimdi hiçbirşey göremiyordu..
ama karanlık da değildi sanki..
ağzındaki toprakla karışık turp parçlarını kemirirken keskin sidikle karışık don kumaşının kokusunu duydu yine..
ve o iğrenç ter kokusu..
yediklerini kemiriyordu..
kaçmak istiyordu..
ama kaçmıyordu..
bir şey göremiyordu..
çok karanlık olmalı..
ağzından yere dökülen kemirilmiş turp çamur karışımını dahi göremiyordu..
koku şiddetleniyordu..
kaçmalı mıydı..?
evet.. ama kaçmıyordu..
hiçbirşey göremiyordu..
göremese de koşabilirdi bir yöne..
avcı yakınlarda olmalı..
ama nedense kaçmıyordu işte..
sonra aniden bir ses duydu kulakları..
gökgürültüsü gibi bir patlama..
yağmur mu yağacak..?
sırtı yerde idi şimdi..
neden..?
yukarı bakıyor olmalıydı..
karnında da garip bir acı vardı..
yediği turp dokunmuş olmalı..
o ince otlardan yemesi gerekecekti yine..
sevmiyordu onların tadını..
ama iyi geliyordu karın ağrısına..
şimdi yeniden görmeye başlamıştı..
hareket edemiyordu..
burnunun ucunda bir kaç büyük şey dolanmakta idi..
onu kulaklarından tutup bir sepete attılar..
karısını gördü orada..
karnından sıcak birşeyler akıyordu..
gözleri karardı ağır ağır..
kaçmalı mıydı..?
25 Şubat 2008