Çöküşten Kurtuluş Notları

akıl: kurtulmak bir kere imkan dahilinde değil.. onu bir kenara yaz..

ego: ama..?

akıl: aması maması yok..! er geç çökeceksin yükselmiş varlığının üzerine..

ego: ... (sessizlik)

akıl: şimdi, kurtulmak muhal ise geriye hangi seçenek kalıyor..?

ego: saklanmak mı..?

akıl: hayır ego.. saklanamazsın da.. belki sınırlı bir süre.. ama saklanarak haybeye harcadığın zaman kayıplar arasında en büyük kayıptır..

ego: e ne yapacağım o zaman..?

akıl: izleyeceksin..

ego: izlemek mi..? neyi..?

akıl: zaman ve mekanı.. sonsuza uzanan yolda müdehalesiz izleyeceksin olan biteni.. tıpkı rüzgarda savrulan yaprak gibi.. amaa (parmağını kaldırıp egoya doğru salladı, gözleri yarı kısılmıştı ve kelimelerin her bir hecesinin hakkını vererek devam etti) yapraktan bir farkın olacak.. senin içinde, tüm gidişatı değiştirebilme kudreti var.. şimdilerde har vurup harman savurduğun, heba ettiğin o irade.. işte o irade silahını yerli yerince kullanacak ve cüssenin, altında ezilecek kadar irileşmesini önleyeceksin.. gereksiz müdehalelerle yeterince büyüttün zaten şu varlığını.. çöküşe doğru hızla ilerlemedesin..

ego: (endişeyle, akıl'a hak verir gibi başını sallamaktaydı)

akıl: ee? ne olacak şimdi.. dediklerim ne kadar ulaştı sana..

ego: ben seçim yapmadan duramam akıl.. ama şimdi yaptığım her seçimin çöküşümü hızlandırdığını, irade hakkımı daha verimli kullanmamı istiyorsun.. doğru anlamış mıyım..?

akıl: evet ego.. aynen dediğin gibi.. iraden, seçme hakkın sende kalacak şekilde seyirde kal alemi.. yeri geldiğinde darbeni vur ve çık.. yıldırım gibi.. gökgürültüsü, tufan gibi.. ve sonra yine seyre dal.. senin için irade kontrolünün imkansıza yakın ve oldukça acı verici olduğunun farkındayım.. ama bunu daha büyük işler yapacağını düşünerek engelle.. bu işe yarayabilir.. yeri geldiğinde yapacağın akıllı ve etkin darbeler ve bunun dışında sistemi bilinçli standby konumunda tutman çöküşü yavaşlatacak ve farkındalık seviyeni artıracaktır..

ego: (pencereye bakıyordu, yağan eylül yağmurunun pencerede bıraktığı yol yol izlerin hepsinin olasılık durumlarını düşündü.. içinden çıkamadı.. sanki o an orada değildi..)


16 Eylül 2008